Fatih Arslan | Geliyoo & Xtremcoin & HepcyFatih Arslan | Geliyoo & Xtremcoin & Hepcy

Fatih Arslan

  • Hakkımda
  • Projeler
  • Sertifikalar
  • Blog
  • CreaTwins
  • Geliyoo
  • İletişim
  • Bir selam ver!

    slm@fatharsln.com
Fatih Arslan | Geliyoo & Xtremcoin & Hepcy

2025 Türkiye E-ticaret SEO Teknikleri: Kategori Sayfaları ve İçerik Optimizasyonu

  • Home
  • Yapay Zeka
  • 2025 Türkiye E-ticaret SEO Teknikleri: Kategori Sayfaları ve İçerik Optimizasyonu
  • Fatih Arslan
  • 28 Mayıs 2025

E-ticaret sitelerinin kategori sayfaları ve SEO odaklı makaleleri, doğru teknikler uygulandığında Google arama sonuçlarında üst sıralarda yer alabilir. 2025 itibarıyla Google’ın E-E-A-T (Experience, Expertise, Authoritativeness, Trustworthiness) ilkeleri, Helpful Content güncellemeleri ve Core Web Vitals gibi sayfa deneyimi sinyalleri, içerik stratejilerinde belirleyici rol oynuyor. Aşağıda, Türkçe dilinde hazırlanan e-ticaret kategori sayfaları ve blog içerikleri için güncel SEO stratejileri derlenmiştir. Her bir bölümde, ilgili konuya dair en yeni yaklaşımlar ve ipuçları sunulmaktadır.

1. Kategori Açıklaması: İdeal Uzunluk ve Yapı

Kategori sayfası açıklamalarında dengeyi bulmak önemlidir. İçerik ne çok kısa ne de çok uzun olmalıdır. Aşırı kısa bir metin kullanıcıya fayda sağlamazken, çok uzun bir metin de dikkat dağıtabilir. Uzman görüşleri ideal uzunluk konusunda farklılık gösterebilir: Bazı kaynaklar 150-250 kelime civarında kısa ve öz bir metnin yeterli olduğunu belirtirken, bazıları ise 600-800 kelime gibi daha detaylı içeriklerin de kullanılabileceğini savunur. Burada önemli olan, içeriğin kullanıcıya gerçekten bilgi verip değer katması ve sayfayı gereksiz metinle doldurmamasıdır.

İçerik Yapısı da en az uzunluk kadar kritiktir. Kategori açıklaması, kullanıcıların hem aradığını bulmasına yardımcı olmalı hem de arama motorlarına sayfanın konusunu net şekilde anlatmalıdır. En iyi uygulamalardan biri, içeriği iki kısma ayırmaktır:

  • Üst Kısımda Kısa Tanıtım: Kategori başlığının hemen altında, yaklaşık 2-3 cümlelik (örneğin 50-100 kelime) bir özet bölüm yer alabilir. Bu bölüm, kategorinin öne çıkan özelliğini vurgular ve kullanıcının dikkatini çeker. Örneğin: “Bu kategoride [ürün tipi] alanında en popüler ve uygun fiyatlı seçenekleri bulabilirsiniz, filtreleri kullanarak ihtiyaçlarınıza uygun ürünü kolayca seçin.” Böyle bir kısa tanıtım hem ana anahtar kelimeyi içerir hem de kullanıcıya hızlı bir yönlendirme sunar.
  • Alt Kısımda Detaylı Açıklama: Ürün listelerinin altına konumlandırılacak daha detaylı bir metin, kategoriyle ilgili arama niyetiyle örtüşen bilgileri verebilir. Bu bölümde kategori kapsamı, ürün çeşitleri, markalar veya satın alma ipuçları gibi faydalı bilgiler sunulabilir. İçeriğin sayfanın en altına konması, alışveriş odaklı kullanıcıyı üründen önce uzun bir metinle karşılaştırmayacağı için dönüşümleri olumsuz etkilemez. Ancak alt kısımda yer alan içerik de “sadece SEO için yazılmış” intibası vermemelidir; gerçekten kullanıcıya faydalı olmalıdır. Örneğin, Currys gibi siteler ürün listesi altında “Tavsiye ve İlham” başlığıyla kullanıcılara ürün seçimi konusunda yardımcı olacak mini rehber içerikler sunarak bunu başarmıştır.

Yapı konusunda dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta da okunabilirlik ve formatlamadır. Düz bir metin yerine, gerektiğinde alt başlıklar (H2, H3) ve liste formatları kullanmak kullanıcı deneyimini iyileştirir. Kısa paragraflar, madde işaretli listeler ve anlaşılır bir dil kullanarak okuyucunun metni kolay taramasını sağlamak gerekir. Örneğin ürün kategorisinin belli başlı faydalarını veya ürün türlerini listeler halinde sunmak, uzun bir paragraf halinde sunmaktan daha etkilidir.

Not: Bazı SEO stratejistleri, kategori sayfalarında çok yoğun anahtar kelime barındıran mini metin bloklarıkullanmayı önerebilir (örneğin sadece 10 kelimeden oluşan sloganvari cümleler). Ancak bu tür teknikler dikkatli uygulanmalıdır. Kısa bir slogan, anahtar kelimeyi içerip kullanıcıyı harekete geçirebilir fakat sayfanın geneline yayılmış doğal içerik yerine tek başına bir “anahtar kelime yığını” gibi durursa faydadan çok zarar getirebilir. Google’ın Helpful Content sistemi, tamamen anahtar kelime odaklı yapay içerikleri tespit edebilmektedir. Bu yüzden içerik yoğunluğu kadar, içerik bütününün doğallığı ve faydalı oluşu göz önünde bulundurulmalıdır.

Özetle, kategori açıklaması yeterli bilgiyi verecek kadar uzun, ancak kullanıcıyı sıkmayacak kadar öz olmalıdır. İdeal uzunluk için 200-300 kelimelik bir hedef çoğu durumda uygundur. İçeriğin bir kısmını yukarıda kısa bir özet, kalanını aşağıda detaylı bilgi olarak sunmak hem kullanıcı deneyimini hem de SEO’yu olumlu etkiler. Neil Patel’in de belirttiği gibi, kategori sayfalarında eklenen kısa ve kaliteli açıklamalar organik trafiği %46’ya varan oranda artırabilir – tabii bu içerik gerçekten “kaliteli” olduğu takdirde.

2. Anahtar Kelime Yerleşimi ve Semantik SEO

Anahtar kelime stratejisi, 2025 SEO dünyasında hala önemli fakat eskisine göre daha akıllıca ele alınması gereken bir konudur. Kategori sayfasında hedeflenen birincil anahtar kelime mutlaka olmalıdır, ancak bunun sayfaya dağılımı doğal ve kullanıcı odaklı yapılmalıdır. Aşağıdaki noktalara dikkat edilmelidir:

  • Başlık ve H1: Kategori sayfasının başlığı (title tag) ve ana başlığı (H1 etiketi) benzersiz ve anahtar kelime odaklı olmalıdır. Örneğin bir ayakkabı kategorisi için “Erkek Spor Ayakkabıları – Uygun Fiyatlı Modeller” gibi bir başlık, hem ana arama terimini hem de çekici bir özellik vurgusunu içerir. H1 genellikle kategori adı olur ve anahtar kelimeyi barındırır (örn. “Erkek Spor Ayakkabıları”). Bu hem kullanıcılara hem de arama motorlarına sayfanın konusunu net belirtir.
  • Meta Açıklama: Meta description, doğrudan bir sıralama faktörü olmasa da kullanıcıların arama sonucunda sayfayı tıklamasında büyük rol oynar. Her kategori sayfası için özgün bir meta açıklama yazılmalı ve mümkünse anahtar kelimeyi içermelidir. Yaklaşık 150 karakterlik bu açıklama, kullanıcının sayfada ne bulacağı ve onu neyin beklediğini özetlemelidir. Örneğin: “Bu kategoride en kaliteli ve uygun fiyatlı erkek spor ayakkabılarınıbulabilirsiniz. Nike, Adidas gibi marka seçenekleriyle aradığınız modeli hemen keşfedin.” – burada anahtar kelime doğal bir şekilde kullanılmış ve kullanıcıyı cezbedici bir mesaj verilmiştir.
  • İçerik İçerisinde Anahtar Kelime Dağılımı: Anahtar kelimeleri metin içinde doğal ve akıcı biçimde geçirmek esastır. Eski yaklaşımlardaki gibi %x yoğunluk hedefiyle kelime tekrarı yapmak (keyword stuffing) artık negatif etki yapabilir. Google’ın semantik arama yetenekleri geliştiği için, eş anlamlılar ve ilgili terimler kullanmak daha değerlidir. Örneğin “erkek spor ayakkabı” anahtar kelimesini defalarca yinelemek yerine, içerikte “koşu ayakkabıları, günlük spor ayakkabılar, sneaker” gibi varyasyonlara da yer vermek, hem metni zenginleştirir hem de semantik SEO açısından konuyu kapsayıcı kılar. Nitekim semantik SEO’nun temelinde, anahtar kelime yoğunluğundan ziyade içeriğin derinliği ve kalitesi yatar. Google botları, eşanlamlı ve ilgili kavramları algılayarak içeriğin konusunu daha iyi anlar ve farklı kullanıcı sorgularında da sayfanızı gösterebilir.
  • Uzun Kuyruklu (Long-tail) ve Soru Bazlı Anahtar Kelimeler: Kategori açıklamanıza, kullanıcıların sık sorduğu soruları veya daha spesifik aramaları da dahil etmek faydalı olabilir. Örneğin, “Spor ayakkabı alırken nelere dikkat edilmeli?” gibi bir soru cümlesini ve cevabını kısaca eklemek, hem kullanıcıya değer katar hem de arama motorlarında o soruya yönelik görünürlük sağlayabilir. IdeaSoft, aranma hacmi yüksek kelimelerin yanı sıra soru cümleleri ve uzun kuyruklu kelimelerin de kategori metnine dahil edilebileceğini vurgular. Bu yaklaşım, Google’ın Kullanıcılar bunları da sordu (People Also Ask) bölümlerinden trafik çekmeye yardımcı olur (bu konuya detaylı olarak 4. bölümde değinilecektir).
  • Anahtar Kelime Kanibalizasyonunu Önleme: Bir e-ticaret sitesinde kategori sayfaları genellikle ürün gruplarını hedeflerken, blog makaleleri daha bilgi verici içerikleri hedefler. Aynı anahtar kelime öbeğini hem kategori sayfasında hem de bir blog yazısında hedeflemek (ya da birden fazla kategori sayfasında benzer kelimeleri kullanmak) kanibalizasyon riski doğurabilir. Bu nedenle, her sayfa için farklı ancak ilişkili anahtar kelime öbekleri belirlemek önemlidir. Örneğin “erkek spor ayakkabı” kategorisi varken, blog tarafında “Spor Ayakkabı Seçim Rehberi” gibi bir yazı hazırlanıp anahtar kelime seti buna göre ayrılmalıdır. Böylece Google her sayfanızın amacını net ayırt edebilir ve kendi alanında üst sıralara taşıyabilir.

Özetle, 2025’in SEO anlayışında anahtar kelime yerleşimi, kullanıcı niyeti ve doğal dil ile uyumlu olmalıdır. İçeriğin anlam bütünlüğünü koruyarak, anahtar kelimeleri başlık, meta açıklama, alt başlıklar ve metin içinde serpiştirmek en iyi sonuçları verir. Semantik SEO teknikleri ile zenginleştirilen içerikler, sadece tek bir kelimeye değil, o kelimeyle ilişkili geniş bir arama yelpazesine hitap edebilir. Böylece kategori sayfanız, kullanıcıların farklı biçimlerde sordukları sorulara veya yaptıkları aramalara da cevap verebilecek kapsamda olur.

3. Yapılandırılmış Veri (Schema Markup) Kullanımı

Yapılandırılmış veri (schema), arama motorlarına sayfanız hakkında ek bilgi sunarak arama sonuçlarında zengin görünümler elde etmenizi sağlar. Kategori sayfalarında schema markup kullanımı, içeriğin Google tarafından daha doğru anlaşılmasına ve hatta özel arama sonuçları elde etmeye katkı yapabilir. 2025 itibarıyla e-ticaret sitelerinin kategori sayfalarında özellikle şu schema türlerine odaklanması önerilmektedir:

  • BreadcrumbList (Gezinti Yolu) Schema: Ekmek kırıntısı (breadcrumb) yapısı, ziyaretçinin sitede bulunduğu yeri hiyerarşik olarak gösteren navigasyon öğesidir. Bunu schema ile işaretlemek, Google’ın arama sonuçlarında URL yerine kategori yolunu göstermesine olanak tanır. Örneğin bir arama sonucunda “SiteAdı > Ayakkabılar > Spor Ayakkabılar” şeklinde bir yol görünmesi, kullanıcıların linke tıklamadan önce sitenizin yapısını anlamalarını sağlar. Breadcrumb schema, hem kullanıcı deneyimi hem de SEO açısından olumlu bir sinyaldir. Google’ın dökümanlarında da breadcrumb işaretlemesinin, sayfanın site yapısı içindeki yerini anlamaya yardımcı olduğu vurgulanmıştır.
  • FAQ (Sıkça Sorulan Sorular) Schema: Kategori sayfanızda kullanıcıların merak edebileceği bazı sorular ve cevapları (örneğin kargo, iade politikası ya da ürün seçimine dair ipuçları) yer alıyorsa, bunları FAQPage schema ile işaretlemek arama sonuçlarında zengin sonuçlar getirir. Google, FAQ schema kullanıldığında, arama sonucunuzun altında doğrudan kullanıcıların açıp kapatabileceği soru-cevap biçiminde ekstra bir alan gösterebilir. Bu, sonuç sayfasında listenizin daha büyük bir alan kaplamasını sağlayarak dikkat çekiciliğini ve tıklanma oranını artırır. Örneğin, “Kullanıcılar Bunları da Sordu” kutusuna benzer şekilde, sitenizin arama sonucunda “Kargo ücreti ne kadar?” gibi bir soruya verdiği cevabın göründüğünü düşünün – bu hem markanızı güvenilir kılar hem de kullanıcıya direkt yanıt sunduğu için siteye tıklama olasılığını yükseltir. Inflow ajansı, kategori sayfalarında SSS bölümleri bulundurup bunları schema ile işaretlemenin, kullanıcı sorularını yanıtlayarak bir alt kategori ya da ürün sayfasına yönlendirmede de faydalı olduğunu belirtiyor.
  • Ürün Listesi ve Diğer Şemalar: Kategori sayfaları genellikle birden çok ürünün listelendiği sayfalar olduğu için, her bir ürüne ait yapılandırılmış veriyi (fiyat, stok durumu, inceleme puanı vb.) kategori sayfasında göstermek isteyebilirsiniz. Ancak Google, Product schema türünü bir liste sayfasında kullanmayı önermiyor; her ürünün kendi ayrı sayfasında bu verilerin olması ve işaretlenmesi daha doğrudur. Bunun yerine, kategori sayfasında listelenen ürünlerin bağlantılarının doğru şekilde taranmasına odaklanın. ItemList schema (liste yapısını tanımlayan schema) teorik olarak kullanılabilse de, pratikte Google bu yapıyı özellikle desteklememektedir. En etkili yaklaşım, yukarıda bahsedilen BreadCrumb ve FAQ şemalarının uygulanmasıdır. Ayrıca teknik olarak kategori sayfası bir CollectionPage olarak da schema.org tipinde tanımlanabilir, ancak bunun doğrudan SEO getirisi diğerleri kadar belirgin değildir.

Yapılandırılmış veri uygularken dikkat edilmesi gereken, Google’ın yönergelerine uygun ve tutarlı olmaktır. Hatalı schema kullanımı, zengin sonuçlarda çıkmama veya manuel işlem cezalarıyla sonuçlanabilir. Bu nedenle, schema ekledikten sonra Google’ın Rich Results Test aracıyla doğrulama yapmak önemlidir.

Özet: Kategori sayfanıza ekleyeceğiniz schema markup’lar, arama sonuçlarında sitenizin görünürlüğünü ve tıklanma oranlarını artırabilir. BreadcrumbList ile gezinim yapınızı arama sonucuna yansıtabilir, FAQ schema ile kullanıcıların sık sorduğu sorulara yönelik cevaplarınızı SERP’te gösterebilirsiniz. Bu sayede, kullanıcılar sitenize tıklamadan önce bile aradıkları bilgiye dair bir ön izlenim kazanacak, markanızın otoritesi ve faydalı oluşu pekişecektir. Schema markup doğrudan sıralama yükseltmese bile, dolaylı yoldan daha yüksek CTR ve daha iyi kullanıcı deneyimi getirerek SEO performansınızı yukarı çeker.

4. Featured Snippet ve People Also Ask Optimizasyonu

Google arama sonuçlarında öne çıkan snippet (Featured Snippet) ve “Kullanıcılar bunları da sordu” (People Also Ask – PAA) bölümleri, kullanıcıların sorularına direkt yanıtlar sunan özel alanlardır. Bu alanlarda yer almak, bir sayfanın görünürlüğünü dramatik biçimde artırabilir. Özellikle blog içerikleri için kritik olsa da, iyi yapılandırılmış kategori sayfaları da bazı sorgularda PAA bölümüne girebilir. Bu bölümlere dahil olabilmek için aşağıdaki teknikler uygulanmalıdır:

  • Soru-Cevap Formatında İçerik: İçeriğinizde kullanıcıların sorabileceği soruları belirleyip bunlara net cevaplar vermek ilk adımdır. Bu sorular, ana anahtar kelimenizle ilgili olabilecek alt konular veya sıkça sorulan sorular olabilir. Örneğin bir televizyon kategorisi için “En iyi LED TV kaç inç olmalı?” veya “Duvara montaj için gerekli aparatlar geliyor mu?” gibi sorular kullanıcıların merak ettiği konular olabilir. İçeriğinizde bu sorulara yer verip hemen altında kısa ve öz bir cevap verirseniz, Google bu Q&A formatını algılayıp featured snippet veya PAA için kullanabilir. Cevaplar mümkün olduğunca tek paragrafta ve 40-60 kelime civarında tutulmalıdır. Kısa cevap verilemeyecek bir konuysa, madde işaretli bir liste veya adım adım numaralandırılmış liste kullanmak da iyi bir yöntemdir (Google listeleri de öne çıkan snippet olarak gösterebilir). Önemli olan, soru sorduğunuzda hemen ardından cevabın gelmesidir; araya alakasız başka metinler girmemelidir.
  • Doğru Başlık Etiketleri ile Soru Belirtme: Soru şeklindeki ifadelerinizi alt başlık (örneğin H2 veya H3) olarak kullanmak, Google’ın bunları daha kolay fark etmesini sağlar. Örneğin içerikte “### LED TV Alırken Nelere Dikkat Etmeli?” gibi bir başlık ve altında cevabı yer alabilir. Bu yapı, hem kullanıcı için taramayı kolaylaştırır hem de arama motoruna “burada bir soru cevaplanıyor” sinyali verir.
  • Featured Snippet Hedefli Paragraflar: Eğer hedeflediğiniz bir “öne çıkan snippet” sorgusu varsa (ör. “4K TV nedir?” gibi), bu soruya direkt yanıt veren tanımlayıcı bir paragrafı içeriğinizde bulundurun. Örneğin: “4K TV, yaklaşık 3840×2160 piksel çözünürlük sunan ultra yüksek çözünürlüklü televizyona verilen isimdir. 4K çözünürlük, Full HD’den dört kat daha fazla piksel içerir ve daha keskin, detaylı bir görüntü sağlar.” benzeri bir cümle, “4K çözünürlük nedir” aramasında öne çıkan snippet olmaya adaydır. Bu paragrafta tanım cümlesini net biçimde ve anahtar kelimeyle birlikte verdik. Google genellikle tanım, liste veya tablo formatındaki açık ve anlaşılır içerikleri snippet olarak seçer.
  • People Also Ask (PAA) Stratejisi: PAA kutusunda yer almak için, kullanıcıların ana konunuzla ilgili sorduğu ek soruları araştırmalısınız. Bunu, Google’da ana anahtar kelimenizi aratarak çıkan “Kullanıcılar bunları da sordu” sorularına bakarak yapabilirsiniz. Örneğin “oyuncu laptop” aramasında çıkan sorular: “Oyun laptopu alırken nelere dikkat etmeli?”, “Msi mı Asus mu daha iyi?” vb. Bu soruları toplayıp, içeriklerinizde bu başlıklara yer verin ve yanıtlarını yazın. Hatta sitenizde bir SSS (FAQ) bölümü oluşturarak bu soruları tek bir sayfada yanıtlamak da mümkündür. Ancak ilgili kategori sayfasında yanıtlamak, o sayfanın PAA’ye girme şansını artırır. PAA optimizasyonu için içerik bilgi verici ve kapsamlı olmalıdır; kullanıcı aradığı cevabı tıklamadan önce kutuda görse bile, detay için sitenize gelmek isteyebilmeli. Link-Assistant’ın bir analizine göre, içeriklerin iyi yapılandırılmış, sorulara hemen ardından cevap veren bir formatta olması ve gerekirse Q&A yapısal verisiyle işaretlenmesi PAA başarısını artırır.
  • FAQ ve Q&A Schema Kullanımı: 3. bölümde bahsedilen yapılandırılmış verileri burada tekrar vurgulayalım. İçeriğinize eklediğiniz SSS formatlı alanları FAQPage schema ile işaretlemek, Google’ın o soruları ve cevapları kolaylıkla tanımasına yardımcı olur. Ayrıca QAPage, Question, Answer gibi schema türleri de uygun senaryolarda (örneğin bir forum benzeri yapı veya kullanıcıların soru sorduğu sayfalar) kullanılabilir. Google, soru-cevap işaretlemelerini gördüğünde içeriği PAA kutusu için değerlendirmeye daha yatkın olacaktır. Hatta uygun durumlarda, arama sonucunuzun altında FAQ zengin sonuçları olarak da gösterebilir (bir taşla iki kuş). Önemli olan, soru-cevap çiftlerinin gerçekten o sayfanın içeriğinde bulunması ve işaretlemenin kurallara uygun yapılmasıdır.
  • Meta Verileri İhmal Etmeme: Featured snippet veya PAA hedeflerken, sayfanızın genel SEO sağlığının da iyi olması gerekir. Google genelde ilk sayfada yer alan sonuçlardan snippet seçtiği için, içeriğin kalitesi kadar genel optimizasyonu da düşünmelisiniz. Bu yüzden meta title ve açıklamanızın da soru odaklı aramaları kapsayacak şekilde düzenlenmesi faydalı olabilir. Örneğin bir blog yazısı için title’ınızı “4K TV Nedir? En İyi 4K TV Rehberi 2025” gibi hem soru hem çekici bir ifade içerecek biçimde hazırlayabilirsiniz. Meta açıklamada da ilgili soruyu ve cevabın özetini bulundurmak, o sorguya karşı alaka düzeyinizi artırır (meta açıklama snippet seçimine direkt etkili olmasa da tıklanma almanızı sağlar).

Sonuç: Featured snippet ve PAA optimizasyonu, içeriklerinizi bir bilgi bankası gibi yapılandırmaktan geçer. Kategori sayfaları için de, özellikle geniş ürün yelpazesine sahip kategorilerde, kullanıcıların karar verme sürecine yardım eden mini rehber niteliğinde cevaplar sunmak mümkündür. Örneğin bir “televizyon” kategorisi altında “Hangi ekran boyutu kimler için idealdir?” sorusunu yanıtlamak, hem kullanıcıyı ürün seçimi konusunda yönlendirir hem de bu soruya Google’da cevap arayanları sitenize çekebilir. Unutulmamalıdır ki Google, 2023 verilerine göre masaüstü aramaların ~%68’inde PAA kutuları gösteriyor. Bu büyük bir fırsattır ve iyi optimize edilmiş içeriklerinizle bu kutularda yer almak, organik trafiğinizi artırmanın etkili yollarından biridir.

5. Mobil ve Sesli Arama Optimizasyonu

Mobil Arama Optimizasyonu: Google, 2019’dan bu yana öncelikli olarak sitelerin mobil versiyonlarını indeksliyor (mobile-first indexing). Bu nedenle, e-ticaret sitenizin kategori sayfaları mobilde mükemmel çalışmalı ve içerikler mobil cihazlarda erişilebilir olmalıdır. Dikkat edilecek noktalar:

  • Duyarlı (Responsive) Tasarım: Site tasarımı tüm cihaz boyutlarına uyum sağlamalı. Kategori açıklaması olarak hazırladığınız metin, mobil ekranda da okunabilir olmalı. Çok uzun paragraflar mobilde kullanıcıyı yorabileceğinden, metni cihaz bağımsız olarak da kısa paragraflar ve bölümler halinde tutmak önemlidir (3-4 satırı geçmeyen paragraflar mobilde ideal görünür).
  • İçeriğin Gizlenmemesi: Mobil sitede yer darlığı nedeniyle bazı siteler kategori açıklamalarını tamamen gizleyebiliyor veya “devamını oku” arkasına koyabiliyor. Google mobil indekslemede bu içerikleri de görebiliyor olsa da, kullanıcı deneyimi açısından önemli bilgiler mümkünse doğrudan görünür olmalıdır. Eğer içerik bir sekme veya açılır element arkasındaysa, kullanıcılar fark etmeyebilir. Bu dengeyi gözeterek, belki kategori açıklamasının ilk 1-2 cümlesini gösterip kalanını bir düğme ile açılır yapmak tercih edilebilir.
  • Mobil Page Experience Sinyalleri: Google’ın sayfa deneyimi güncellemelerinde mobil kullanılabilirlik önemli bir kriterdir. Intrusive interstitials denilen, mobilde ekranı kaplayan rahatsız edici pop-up’lardan kaçınılmalıdır (özellikle hemen girişte çıkan abonelik kutuları, tam ekran reklamlar vb. SEO açısından olumsuzdur). Ayrıca butonların tıklanabilirliği, yazıların okunabilirliği gibi metrikler de önem taşır. Kategori sayfasında filtre menüleri, butonlar vs. mobil uyumlu ve rahat kullanılabilir olmalı.
  • Site Hızı ve Mobil: Mobil cihazlar genelde masaüstüne göre daha yavaş bağlantılara sahip olabileceğinden, sayfa hız optimizasyonu burada tekrar devreye giriyor (bkz. Bölüm 6). Google’ın önerisi, mobil e-ticaret sitelerinin 2 saniyenin altında yüklenmesi yönünde. Kategori sayfanız ne kadar hızlı açılırsa, mobil kullanıcı o kadar çabuk etkileşime geçer.
  • AMP (Accelerated Mobile Pages) Gerekli mi?: 2025 itibarıyla AMP kullanımı birçok site için tercihe bağlı hale geldi. Haber siteleri dışında AMP artık zorunlu değil ve Google, sayfa deneyimini iyileştirdiğiniz sürece AMP olmadan da içerikleri hızlı sunabileceğinizi belirtiyor. E-ticaret için doğrudan AMP önerisi yok, bunun yerine responsive ve hızlı bir site yeterli.

Sesli Arama Optimizasyonu: Akıllı asistanlar (Google Asistan, Siri, Alexa vb.) ile yapılan aramalar her yıl artıyor. Sesli aramalarda kullanıcılar daha doğal ve uzun cümleler kullanma eğiliminde. Örneğin web’de “4K TV nedir” diye yazan bir kullanıcı, sesli aramada “4K televizyonlar ne anlama geliyor, normal televizyondan farkı nedir?” gibi daha detaylı bir soru sorabilir. Bu nedenle, içeriklerinizi sesli aramaları da düşünerek oluşturmak önemlidir. İşte stratejiler:

  • Konuşma Dili ve Uzun Kuyruklu Anahtar Kelimeler: İçeriğin tonu ve kelime seçimi, konuşma diline yakın olmalıdır. Resmi ve karmaşık cümleler yerine sohbet eder gibi net cümleler tercih edilmelidir. Ayrıca 5-6 kelimeden oluşan uzun anahtar kelime öbekleri sesli aramalarda daha sık kullanılır. Örneğin kullanıcı “en iyi 65 inç 4K televizyon hangisi” diye sesli arama yapabilir. Bu nedenle, içerikte bu tarz sorguları yakalayabilecek ifadeler yer almalıdır. Bir araştırmaya göre sesli arama optimizasyonu, sitelerin daha doğal bir dil ve uzun anahtar kelime kullanımı ile mümkün olabiliyor. Yani içerikte “en iyi 65 inç 4K televizyonun özellikleri” şeklinde bir ifade geçmesi, tam da bu soruya yanıt verebilir.
  • Soru-Cevap Yapısı: Sesli asistanlar genellikle bir kullanıcının sorusuna direkt öne çıkan snippet’ta yer alan cevabı okur. Bu nedenle 4. bölümde bahsettiğimiz Q&A formatı, sesli arama için de çok kritiktir. SSS bölümleri veya net tanım cümleleri, sesli aramada asistanın okuyacağı yanıt olarak seçilebilir. Örneğin kullanıcı “Araba aküsü bitince ne yapmalıyım?” diye sorduğunda, eğer sizin ilgili blog yazınızda “Araba aküsü biterse, aracınızı çalıştırmak için takviye kablosu ile başka bir araçtan yardım almanız gerekir…” diye başlayan bir cümle varsa ve snippet’a çıkmışsa, asistan bunu kullanıcıya okuyacaktır. Bu sayede sesli arama yoluyla da sitenize trafik çekebilirsiniz (kullanıcı daha fazlası için siteyi ziyaret edebilir).
  • Yerel Dil ve Türkçe Yapısı: Sesli aramalarda Türkçe’de eklerin ve konuşma dilinin yapısı önem kazanıyor. Örneğin yazıda “klima” için içerik hazırlarken, sesli aramada “klima fiyatları nedir” değil “klima fiyatları ne kadar” gibi sorular gelecektir. Doğru ekleri ve soru kalıplarını yakalamak için, mümkün olduğunca insan diline yakın cümleler kurulmalıdır. Hatta içeriğinizde kullanıcıya hitap eden, ikinci tekil şahıs kullanımları (“…ister misiniz?”, “…dikkat etmelisiniz.” gibi) daha samimi bir ton yaratır ve sesli yanıtlarda doğal duyulur.
  • Mobil Uyumluluk ve Sesli Arama: Sesli aramalar çoğunlukla mobil cihazlardan yapıldığı için, mobil optimizasyon ile sesli arama optimizasyonu iç içedir. Google’ın sesli aramayla ilgili yaptığı vurgulardan biri, sayfa hızının ve mobil uyumun sesli arama başarısında etkili olduğudur. Asistan, hızlı yüklenen ve kolay okunabilen sayfalardan yanıt almayı tercih edecektir. Bu nedenle, bir kez daha site hızınıza dikkat edin (özellikle mobil ağlarda).
  • Şema ve Sesli Arama: Sesli aramalarda JSON-LD yapılandırılmış verilerinin doğrudan bir etkisi olmamakla birlikte, FAQ schema ile işaretlenmiş bir SSS bölümünüz varsa Google Asistan bu bölümü kullanarak kullanıcıya birden fazla soru cevabı bile sunabilir.

Özetle, sesli arama dünyasında doğal dilde yazılmış, soru-cevap barındıran ve mobilde kusursuz çalışan içerikler kraldır. E-ticaret siteleri, ürün kategorileriyle ilgili kullanıcıların sorularını tahmin edip yanıtlayarak bu alanda öne çıkabilir. Örneğin “kargo takibi nasıl yapılır” gibi bir soruyu lojistik ile ilgili bir kategori sayfanızda cevaplamak, sesli arama yoluyla gelen müşterilere de dokunmanızı sağlayacaktır. Unutmayın, 2025’e girerken tahminler, tüm aramaların yarısından fazlasının sesli komutlarla yapıldığı yönünde. Bu trende uygun içerik üretmek, rekabette sizi bir adım öne geçirir.

6. Sayfa Hızı (Core Web Vitals) ve Kullanıcı Deneyimi İyileştirmeleri

Google’ın sıralama algoritmasında sayfa hızı ve kullanıcı deneyimi sinyalleri artık daha görünür hale geldi. Core Web Vitals (Temel Web Hayati Verileri) olarak adlandırılan metrikler (Largest Contentful Paint – LCP, First Input Delay – FID / yeni metriklerle Interaction to Next Paint – INP, Cumulative Layout Shift – CLS), bir sayfanın yüklenme performansı ve etkileşim kalitesini ölçer. 2024 Mart güncellemesiyle Google, Helpful Content sistemini çekirdek algoritmasına daha da entegre ederek içerik kalitesi kadar sayfa deneyimi kriterlerini de ön plana çıkarmıştır. Kategori sayfalarınızın hız ve UX açısından optimize edilmesi hem arama motoru sıralaması hem de dönüşüm oranları için kritiktir.

Sayfa Hızı ve Core Web Vitals:

  • Hızlı Yükleme Süreleri: E-ticaret müşterileri sabırsızdır; sayfanız birkaç saniyede açılmazsa çıkış yapabilirler. Google’ın verilerine göre, Core Web Vitals metriklerini karşılayan sitelerde kullanıcılar sayfa yüklemesini %24 daha az terk ediyor. Bu, doğrudan gelir ve SEO başarısı demek. Kategori sayfanız için hedef, LCP değerini 2.5 saniyenin altında tutmak olmalı (Google’ın “iyi” olarak tanımladığı eşik budur). Bunun için yapılabilecekler:
    • Görselleri optimize edin (sıkıştırma, yeni nesil formatlar kullanma – WebP gibi). Özellikle kategori sayfalarında çok sayıda ürün görseli olabileceğinden, bu görsellerin boyutunu küçültmek LCP’yi ciddi oranda iyileştirir.
    • Sayfada kritik olmayan JS/CSS dosyalarını erteleyerek (defer) yükleyin. Önce sayfanın ana içeriği gelsin, etkileşime girilebilsin; ek skriptler arka planda yüklenebilir.
    • CDN kullanarak içeriği kullanıcıya en yakın sunucudan iletin.
  • Etkileşim ve Yanıt Süresi: FID/INP metriği, kullanıcının tıkladığı bir şeyin tepki süresini ölçer. Özellikle kategori sayfalarında filtreleme, sayfalama gibi etkileşimler vardır. Bu işlemlerin gecikmesiz gerçekleşmesi gerekir. Ağır çalıştırılan JavaScript kodları, yavaş sunucu yanıtları bu değeri olumsuz etkiler. Basit tutulmuş, gerektiğinden fazla üçüncü parti kod barındırmayan sayfalar daha iyi sonuç verir. 2025’te Google FID yerine INP’ye (tüm etkileşimlerin ortalama tepki süresi) daha çok bakmaya başladı. Bu yüzden sayfanız sadece ilk etkileşimde değil, kullanıcı gezinirken de seri olmalı.
  • Görsel Stabilite: CLS metriği, sayfa yüklenirken içeriklerin kaymasını ölçer. Özellikle sonradan yüklenen bannerlar, reklamlar veya yanlış boyutlandırılmış görseller yüzünden oluşan kaymalar kötü bir deneyim yaratır. Bunu önlemek için tüm görsellere ve elementlere sabit boyut alanları ayırın. Kategori sayfalarında örneğin ürün kartları sabit bir alana sahip olmalı, resim yüklenirken yer kaplamalı ki yüklenince itme yapmasın.
  • Hosting ve Teknik Altyapı: Sunucu yanıt süresi (TTFB) düşük olmalı, mümkünse Türkiye veya hedef kitlenize yakın bir konumda barındırılmalı. Ayrıca HTTP/2, HTTP/3 gibi yeni protokoller ve ön bellekleme (caching) mekanizmaları da kullanılmalı.

Google, Core Web Vitals metriklerinin site sahiplerince takip edilebilmesi için Search Console’da raporlar sunuyor. Kendi sitenizin bu metriklerde nerede durduğunu ölçüp, LCP, INP, CLS değerlerinizi iyileştirmelisiniz. Unutmayın ki kullanıcı deneyimi sadece bir sıralama faktörü değil, aynı zamanda sitenizde gelen trafiğin dönüşüme dönüşmesi için de temel bir şarttır.

Kullanıcı Deneyimi (UX) İyileştirmeleri:

  • Kolay Gezinim: Kategori sayfası, bir e-ticaret sitesinde genellikle kullanıcıların filtreleme, sıralama gibi etkileşimler yaptığı, alt kategorilere geçiş yaptığı bir sayfadır. Bu gezinim öğeleri sezgisel ve sorunsuz çalışmalıdır. Üst menü, yan kategori menüleri veya filtre çubukları, kullanıcıyı yormadan istediklerini buldurmalı. Gezinti yolları (breadcrumb) her sayfada görünür olmalı ki kullanıcı hiyerarşide nerede olduğunu bilsin. Örneğin bir kullanıcı bir alt kategoriye girdiğinde “Ana Sayfa > TV & Görüntü > Televizyon > 4K Televizyon” yolunu görebilmeli ve dilerse bir üst kategoriye hızlıca çıkabilmelidir.
  • İçerik ve Tasarım Dengesi: UX açısından en çok yapılan hatalardan biri, SEO uğruna kullanıcıyı ikinci plana atmaktır. Kategori sayfanızın asıl amacı ürün listelemektir; kullanıcılar bu sayfaya geldiklerinde öncelikle ürünleri görmek ister. Bu nedenle, üst kısımda devasa metin bloklarıyla ürünleri alta itmek kötü bir deneyim oluşturur. Mümkünse kategori açıklaması kısa tutularak üstte yer almalı, detaylı içerik üste değil alta konmalıdır (bkz. Bölüm 1’deki yapı önerisi). Böylece kullanıcı ilk ekranda ürünleri görür, dilerse aşağı kaydırarak açıklamayı okur. Inflow’un analiz ettiği bir örnekte, ürün listesinin altında yer alan ancak tamamen SEO’ya dönük yazılmış bir metnin hiçbir kullanıcıya faydası olmadığı ve satın almaya katkı sunmadığı belirtilmiştir. Bu tür hatalara düşmemek gerekiyor.
  • Görsel Optimizasyon ve Düzen: Kategori sayfasında kullanılan görseller (bannerlar veya ürün fotoğrafları), hem optimize edilmiş boyutta olmalı hem de alt etiketleriyle tanımlanmalıdır. Görsellerin yüklenmesi sayfa hızını yavaşlatmayacak şekilde yapılmalı (lazy-loading, yani ekranda görünene kadar yüklememe tekniği, uzun sayfalarda işe yarar). Ayrıca yüksek çözünürlüklü ekranlar için 2x görseller sunulabilir ancak bunlar da sıkıştırılmış olmalıdır. Görsel boyut optimizasyonu, sayfa hızının yanı sıra görsel SEO için de katkı sağlar.
  • Metin Okunabilirliği: Yazı puntosu, arka plan ile kontrast, satır aralıkları gibi tipografi unsurları iyi ayarlanmalıdır. Kullanıcıların kategori açıklamasını veya ürün isimlerini rahatça okuyabilmesi gerekir. Özellikle mobilde 16px altına düşmemek tavsiye edilir.
  • CTA (Call to Action) Öğeleri: Kategori sayfası, kullanıcıyı ürünlere tıklamaya veya filtrelemeye teşvik etmelidir. “Hemen Al”, “Sepete Ekle” gibi butonlar net görünür olmalı. Kategori açıklamasının sonunda da kullanıcıyı alışverişe yönlendiren küçük bir çağrı yapılabilir. Örneğin: “Siz de ihtiyacınıza uygun modeli yukarıdaki ürün listemizden seçerek güvenle satın alabilirsiniz.” gibi bir cümle, hem samimi bir dokunuş katar hem de harekete geçirici bir mesaj verir.
  • Güven ve Sosyal Kanıt Öğeleri: Kullanıcı deneyiminin bir parçası da güvendir. Kategori sayfasında mümkünse (site tasarımına uygunsa) kullanıcı değerlendirmeleri ortalaması veya toplam ürün sayısı gibi bilgiler gösterilebilir. Örneğin “Bu kategoride 120 ürün listeleniyor – Müşteri memnuniyeti ortalaması 4.7/5” gibi bir bilgi, kullanıcıya geniş seçenek olduğunu ve genel memnuniyetin yüksek olduğunu ima eder. Bunu dinamik olarak göstermek teknik bir konudur ancak yapılabiliyorsa faydalıdır.

Son olarak, Google’ın resmi açıklamalarına göre sayfa deneyimi sinyalleri (Core Web Vitals, mobil uyumluluk, HTTPS vb.) sıralamalarda belirleyici olmakla birlikte, içerik kalitesi daha da üst bir önem taşır. Yani harika bir içerik yavaş bir sitede geri planda kalabilir, ya da çok hızlı bir site fakat boş içerikle bir yere gelemez. Bu yüzden, Bölüm 1’den itibaren bahsettiğimiz içerik optimizasyonu ile bu bölümdeki teknik optimizasyonlar el ele gitmelidir. İyi bir kullanıcı deneyimi sunan hızlı bir site, Google tarafından ödüllendirilecek ve kullanıcılar da sitede daha uzun süre vakit geçirip daha fazla dönüşüm bırakacaktır. Örneğin Core Web Vitals değerlerini iyileştirmek sadece sıralamayı değil, hemen çıkma oranlarını da düşürerek satışlara katkı sağlar – Google’ın paylaştığı üzere CWV değerlerini tutturan sitelerde kullanıcılar sayfayı hemen terk etmeye daha az meyillidir.

7. Meta Title, Meta Description ve Heading (H) Etiketleri

Meta Title (Sayfa Başlığı): Her kategori sayfasının title etiketi, o sayfanın arama motorlarındaki kartvizitidir. Başlık, yaklaşık 50-60 karakter arasında tutulmalı ve kategoriyle alakalı anahtar kelimeyi mutlaka içermelidir. Türkçe’de başlıklar uzun kelimeler içerdiğinden, 60 karakter sınırına yaklaşmak normaldir ancak 70’i geçmemekte fayda var (mobil sonuçlarda daha da az gösterilebilir). Başlık hem açıklayıcı hem de kullanıcıyı tıklamaya teşvik edici olmalıdır. Örneğin sade bir “Erkek Ayakkabı” başlığı yerine, “Erkek Ayakkabı Modelleri – İndirimli Spor & Klasik Ayakkabılar” gibi bir başlık, hem ana terimi içerir hem de ekstra değer önerir. Başlıklar benzersiz olmalıdır; her kategori kendi başlığına sahip olmalı ki arama motorları sayfaları karıştırmasın.

Meta Description (Meta Açıklama): Meta description, arama sonuçlarında başlığın altında görünen kısa açıklama metnidir. 150-160 karakter arasında tutulması önerilir (2025’te de Google genellikle ~155 karakter gösteriyor). Bu açıklama, sayfanın içeriğini özetlemeli ve kullanıcıyı tıklamaya ikna etmelidir. Kategori sayfalarında meta açıklamaya anahtar kelimeyi eklemek önemlidir, çünkü arama terimi meta açıklamada geçerse Google bunu kalın olarak vurgular ve kullanıcının dikkatini çeker. Örneğin: “En yeni erkek koşu ayakkabıları bu kategoride! Nike, Adidas, Puma gibi markaların koşu ayakkabılarında indirimli fiyatları kaçırmayın, size uygun modeli hemen bulun.” şeklinde bir meta açıklama, hem kullanıcıya ne bulacağını söylüyor hem de cazip bir çağrı yapıyor. IdeaSoft’un önerisi, her sayfa için özgün meta açıklama yazılması ve anahtar kelimelerin burada özenle kullanılması yönünde. Unutulmamalı ki meta açıklama arama sıralamasını doğrudan etkilemese de, tıklanma oranını (CTR) etkiler; bu da dolaylı olarak sıralamaları iyileştirebilir.

Heading Etiketleri (H1, H2, H3 …): Sayfa içindeki başlık etiketlerinin hiyerarşisi, içeriğin yapısını arama motorlarına anlatır ve kullanıcıya da okunabilirlik sunar. Kategori sayfasında genellikle H1 etiketi kategori adı olur ve bu da ana anahtar kelimenizdir. Her sayfada yalnızca bir H1 olmalıdır. Alt başlıklar için H2, H3 vb. kullanılabilir. Örneğin kategori açıklamanızda farklı bir bölüm veya liste varsa onu H2 ile başlatabilirsiniz (örneğin “Neden Bu Kategoriden Alışveriş Yapmalısınız?” gibi bir H2 ve altında maddeler). Anahtar kelimeleri başlıklarda geçirmek akıllıcadır, zira hem kullanıcıların hem de botların gözünde önemli kısımlar vurgulanmış olur. Eticaret SEO rehberleri, kategori sayfasındaki başlıkların ve alt başlıkların mutlaka ilgili anahtar kelime odaklı olmasını öneriyor. Örneğin H2 düzeyinde “Erkek Ayakkabı Çeşitleri” ya da “Spor Ayakkabı Seçim İpuçları” gibi ifadeler kullanılabilir. Bu hem semantic SEO’yu destekler (aranan çeşitli terimleri kapsar) hem de kullanıcı makaleyi tararken istediği bölüme atlamasını kolaylaştırır.

H Etiketlerinin Yapısı: Bir H2’nin altında mantıksal olarak ona bağlı H3’ler olabilir. Örneğin H2: “Ayakkabı Bakım Önerileri”, H3 alt başlıkları: “Deri Ayakkabı Bakımı”, “Spor Ayakkabı Temizliği” vb. Bu şekilde bir düzenleme yapıyorsanız, arama motoru bu alt konuları sayfanızda ele aldığınızı anlar. Yani içerikte alt başlık kullanımı sadece stil için değil, SEO için de önemlidir. Hem Google hem de kullanıcılar, sayfayı tararken bu başlıklardan konuyu çözer.

Başlık ve Meta Örnekleri: Eticaret.com’un SEO rehberindeki bir tabloya göre, iyi optimize edilmiş bir kategori sayfasında örnek kullanım şöyle olabilir:

  • Kategori Başlığı (H1): “Uygun Fiyatlı Elektronik Ürünler” – Anahtar kelime içerir.
  • Meta Açıklama: “Bu kategoride, en kaliteli ve uygun fiyatlı elektronik ürünleri bulabilirsiniz.” – Anahtar kelime içerir ve ne bulunduğunu açıklar.

Burada görüldüğü gibi tutarlı bir şekilde hem başlıkta hem meta açıklamada ilgili terimler kullanılmış. Ardından sayfa içeriğinde de (ürün açıklamaları ya da kategori metninde) benzer bir dil devam ettirilmiş. Bu bütünsellik arama motorlarına güçlü bir alaka sinyali verir.

Dikkat Edilecekler: Başlık ve açıklamalarda gereksiz tekrarlar yapmamaya özen gösterin. Örneğin başlıkta anahtar kelimeyi iki kez arka arkaya kullanmak (“Spor Ayakkabı, Spor Ayakkabı Fiyatları – Spor Ayakkabı Modelleri”) hem spammy görünür hem de kullanıcıyı itebilir. Daha yaratıcı ve çeşitli kelimelerle aynı mesajı vermeye çalışın. Ayrıca meta description’larda tırnak işareti, özel karakter gibi SERP’te yarıda kesilme riski olan şeylerden kaçının. Teknik bir ipucu olarak, meta açıklamanızın HTML olarak 155 karakteri geçmediğini kontrol edin; aksi halde Google otomatik kesebilir veya kendi uygun gördüğü metni çekebilir.

Özetle bu bölümün ana mesajı: Her sayfayı arama sonuçlarında nasıl görmek istiyorsanız o şekilde meta verilerle donatın. Kategori adı ve hedef kelime başlıkta, cezbedici özet açıklama meta description’da, düzenli hiyerarşi ise içerikteki H etiketlerinde olsun. Bu temel optimizasyonlar, SEO çalışmalarının en klasik ama en vazgeçilmez parçalarıdır ve 2025’te de önemini korumaktadır.

8. Otomatik Oluşturulan İçerikler ve Spam Algısını Önleme

Günümüzde birçok SEO uzmanı, özellikle binlerce kategori sayfası olan e-ticaret sitelerinde, yapay zekâ destekli veya kural tabanlı otomatik içerik oluşturma yöntemlerine başvurabiliyor. ChatGPT gibi modeller de SEO içerik üretiminde yeni bir çağ başlattı. Ancak Google, otomatik oluşturulmuş içerik konusunda çok net bir duruşa sahip: İçerik eğer yalnızca arama motoru sıralamasını manipüle etmek amacıyla üretildiyse ve kullanıcıya değer sunmuyorsa, bunu spam olarak değerlendiriyor. Bu nedenle, otomatik araçlarla içerik üretirken son derece dikkatli davranılmalı ve bazı taktikler uygulanmalıdır:

  • İnsan Odaklı İçerik Anlayışı: Google’ın tavsiyesi, içeriğin nasıl üretildiğinden ziyade neden üretildiğine odaklanılmasıdır. Yani “Bu içerik kullanıcı için gerçekten faydalı mı, yoksa sadece siteye kelime eklemek için mi var?” sorusu sorulmalı. Otomatik de olsa, içerik people-first content (önce insan için içerik) mantığında olmalıdır. Google, AI içeriklerle ilgili yaptığı açıklamada, amacın E-E-A-T değerlerini gösteren, özgün ve faydalı içerik üretmek olması gerektiğini belirtmiştir. Özetle, ChatGPT’ye içerik yazdırıyorsak bile ona vereceğimiz talimatlar, yukarıdaki bölümlerde bahsedilen tüm kalite kriterlerini içermelidir.
  • Şablonları Çeşitlendirme ve Benzersizlik: Otomatik içerik üretiminde en büyük risk, ortaya çıkan metinlerin birbirine benzemesidir. Örneğin 100 kategori için aynı kalıpta cümlelerle yazılmış açıklamalar, ufak kelime değişiklikleriyle yayınlanırsa, Google bunu kolaylıkla tespit edebilir. Her kategoriye özgü detaylar eklemek bu yüzden önemlidir. ChatGPT ile çalışırken prompt’larınıza kategoriye has bilgileri koyun: Ürün sayısı, marka isimleri, o kategoriye özel bir avantaj (örn. ücretsiz kargo, indirim oranı) gibi verileri ekleyin ki sonuçlar tekdüze olmasın. Mesela “Bilgisayar” kategorisi açıklamasında “50’den fazla laptop modeli, oyuncu bilgisayarları ve tüm parçaları uygun fiyatlarla stoklarımızda” gibi spesifik bir cümle, o içeriği benzersiz kılar.
  • Doğallık ve Dil: Otomatik içerikler bazen yapay veya “doldurma” ifadeler kullanabilir. Örneğin “kalitenin adresi, en uygun fiyat, geniş ürün yelpazesi” gibi klişe sözlerin her kategoride tekrar etmesi, spam algısını artırır. Bunun yerine, her metni gerçekten o ürün grubuna dair doğal cümlelerle zenginleştirin. Bir kategoriye o ürünlerle ilgili kısa bir ipucu veya tüyo eklemek içeriği değerli gösterir. Örneğin ayakkabı kategorisinde “Ayakkabı seçerken numara kadar ayak yapınıza uygun kalıpları da göz önünde bulundurun; spor ayakkabılarda yarım numara boşluk bırakmak konfor sağlar.” gibi mini bir ipucu, hem kullanıcıya faydalıdır hem de otomatik üretilmiş izlenimini azaltır (zira gerçekten bilgi içerir).
  • E-E-A-T Unsurlarını Eklemek: E-ticaret kategori açıklaması yazarken çok kapsamlı uzmanlık göstermek zor olabilir, ancak küçük dokunuşlar yapabilirsiniz. Experience (Deneyim) ve Expertise (Uzmanlık) göstermek için, şirketinizin sektördeki tecrübesine değinebilir veya ürünlerle ilgili deneyime dayalı bir yorum katabilirsiniz. Örneğin “10 yıllık elektronik satış deneyimimizle, bu kategoride sizin için en kaliteli ürünleri bir araya getirdik.”gibi bir cümle, deneyim vurgusudur. Authority (Yetkinlik) için, eğer mümkünse güvenilir kaynaklardan aldığınız bir istatistiği veya ödülü paylaşabilirsiniz (blog yazılarında daha uygulanabilir gerçi). Trust (Güven) için ise, kullanıcı yorumları ortalaması veya müşteri memnuniyet oranı gibi veriler belirtilebilir. Bu tür öğeler içeriği otomatik olmaktan çıkarıp daha insani ve güvenilir kılar.
  • Dış Kaynak ve Referans Kullanımı: Kategori açıklamalarında çok sık yapılmasa da, blog içeriklerinde güvenilir kaynaklara link vermek güven unsurunu arttırır. Google, doğru bilgiyi referanslar ile destekleyen içerikleri daha olumlu değerlendirir. ChatGPT ile blog yazdırırken, önemli iddialar veya istatistikler varsa bunların kaynağını belirtmesini isteyebilirsiniz. Bu, içeriğin kalitesini gösterir. Ancak burada dikkat: Kategori sayfasında dış link vermek kullanıcıyı siteden çıkarabilir, bu yüzden bu taktik daha çok bilgi makaleleri için uygundur.
  • İçerikleri Gözden Geçirme (Human Review): Otomatik yazdırılan içerikleri mutlaka bir editöryal süreçten geçirin. Ufak hatalar, anlamsız tekrarlar veya yanlış bilgiler olabileceği gibi, tone of voice’un markanızla uyumlu olup olmadığını da kontrol etmelisiniz. Google, “written or reviewed by an expert” (uzman tarafından yazılmış veya gözden geçirilmiş) ifadesini yönergelerine ekledi. Yani tamamen AI yazsa bile, bir insan uzman onu düzeltirse bu da kabul edilebilir. Hatta bu durum E-E-A-T kapsamında “Deneyim” ve “Uzmanlık” kriterlerini karşılamaya yardımcı olur.
  • Spam Sinyallerinden Kaçınma: Otomatik içeriklerin tespitinde Google’ın baktığı bazı sinyaller olabilir: Çok sık anahtar kelime tekrarı, anlamsal tutarsızlık, site genelinde birbirine çok benzeyen bloklar gibi. Örneğin her kategori açıklaması “Firmamız 2025 yılında kurulmuştur ve müşteri memnuniyetini ilke edinmiştir…” gibi alakasız kurumsal sözlerle başlıyorsa, bu kalıp fark edilebilir. Onun yerine her metne farklı başlamaya özen gösterin. Ayrıca içeriklerin özgünlüğünü kontrol edin; AI ile yazdırdığınız metin belki internetteki benzer içeriklerden türetilmiş olabilir. Küçük bir parçasını arama motorunda aratarak aynısı var mı bakın. Kopya içerik sadece spam olarak değil, telif ve kalite açısından da risklidir.

Google’ın resmi blogunda belirttiği gibi, otomasyonun her kullanımı spam değildir – hava durumu, finans verileri gibi alanlarda yapay içerik yıllardır hayatımızda ve faydalıdır. Önemli olan, yapay zekâyı bir araç olarak kullanıp esas amacın kullanıcıya fayda sağlamak olmasıdır. Google’ın önerdiği yaklaşım, içeriği üretirken “Who, How, Why” (Kim, Nasıl, Neden) sorularını sormaktır:

  • Kim bu içeriği üretti / uzmanlık düzeyi nedir? (Örneğin firmanızın uzmanlığı, tecrübesi belirtiliyor mu?)
  • Nasıl üretildi? (AI yardımıyla bile olsa, insan dokunuşu var mı, kalite kontrolü var mı?)
  • Neden üretildi? (Kullanıcıların gerçekten işine yarasın diye mi yoksa sırf SEO için mi?)

Bu soruların cevabı doğru taraftaysa, ürettiğiniz içerik muhtemelen Helpful Content güncellemesine uyumludur. Hatta Google sözcüleri, uygun kullanıldığında AI içeriklerinin yasaklanmadığını açıkça belirtmiştir: “AI veya otomasyonun uygun kullanımı yönergelerimize aykırı değildir. Bu, içeriğin birincil amacının arama sıralamalarını manipüle etmek için kullanılmadığı anlamına gelir.”. Yani özetle: ChatGPT’den yararlanarak harika bir kategori açıklaması yazabilirsiniz; yeter ki sonuç, insanlar için değerli ve özgün olsun.

Tüm bu prensipleri göz önünde bulundurarak, bir SEO uzmanı kendi iş yükünü hafifletmek için ChatGPT gibi araçlardan faydalanabilir. Son bölümde, yukarıda anlattığımız tekniklerin fiilen uygulanmasını sağlamak üzere, özelleştirilmiş bir ChatGPT komutu (prompt) örneği veriyoruz. Bu prompt, AI’ın içerik üretirken nelere dikkat edeceğini belirterek, istenen format ve kaliteye yakın çıktılar almayı hedefler.

Özel ChatGPT Prompt Örneği

Aşağıda, Türkçe bir Custom GPT prompt örneği yer alıyor. Bu komut, ChatGPT’nin bir e-ticaret kategorisi açıklaması veya ilgili bir blog yazısını, yukarıda bahsi geçen SEO kriterlerine uygun şekilde oluşturması için tasarlanmıştır. Siz de ihtiyaçlarınıza göre bu prompt’u özelleştirerek farklı konularda kullanabilirsiniz:

**Rolün**: Deneyimli bir SEO içerik yazarı ve e-ticaret uzmanı gibi davran.

**Amacın**: Bana [KATEGORİ ADI] için Türkçe, SEO uyumlu bir **kategori sayfası açıklaması** yazmanı istiyorum. Bu içerik, 2025 Google algoritmalarına uygun olmalı ve hem kullanıcılar hem arama motorları için değerli olmalıdır.

**İçerik Gereksinimleri**:

– Toplam uzunluk yaklaşık **200-300 kelime** olsun. Ne çok kısa ne çok uzun olmalı, kullanıcıya yeterli bilgi verirken sıkmamalı (ideal uzunluk aralığı içinde kalmaya özen göster).

– İçerik **iki parçalı** bir yapıda olsun: İlk paragraf 1-2 cümle ile kategoriye genel bir bakış sunup anahtar kelimeyi içersin (kısa bir tanıtım gibi). Sonraki paragraflarda daha detaylı bilgi, alt konular veya ipuçları verilsin.

– **Anahtar kelime yerleşimi**: “[KATEGORİ ADI]” ifadesini ve ilgili önemli anahtar kelimeleri mutlaka doğal bir biçimde metne dahil et. Eş anlamlılar ve ilgili terimleri kullanarak konuyu zenginleştir (semantik SEO’ya dikkat et). **Anahtar kelime yoğunluğu aşırı olmasın**, içerik akıcı ve doğal görünsün.

– **Başlık ve alt başlıklar** kullan: İçeriğe uygun yerlerde H2/H3 formatında başlıklar ekleyerek metni böl. Özellikle kullanıcıların sık sorduğu bir soru varsa bunu alt başlık olarak sor ve hemen altında cevabını ver (People Also Ask hedefli mini SSS bölümü).

– **Yapılandırılmış veri ipucu**: Cevapladığın olası sorular varsa, bunları `<strong>Soru:</strong>` ve hemen peşine *Cevap:* formatında yaz ki ben gerekirse FAQ schema olarak işaretleyebileyim.

– **E-E-A-T vurgusu**: İçerikte mümkünse şirketin/markanın deneyimini veya otoritesini belli eden bir cümle kullan. (Örneğin “Yılların deneyimiyle seçtiğimiz ürünler…” gibi).

– **Kullanıcıya fayda**: Kategori ürünleri hakkında bir ipucu, püf nokta veya dikkat edilmesi gereken bir husus ekle. Bu bilgi gerçekten faydalı olmalı (örn. beden/numara seçimi, garanti koşulu, orijinal ürün garantisi gibi).

– **CTA (Call to Action)**: Sonunda kullanıcıyı alışverişe yönlendiren hafif bir çağrı cümlesi ekle (samimi bir dille, satış yapmaya zorlamadan).

– Dilin resmi olmayacak, **samimi ve güven verici** bir üslup kullan. “Biz” diliyle markadan bahsedebilirsin, kullanıcıya gerektiğinde “siz” diye hitap edebilirsin.

– **Kesinlikle kopya içerik olmasın.** Tamamen özgün cümleler kur.

**Ek olarak**, bana bu kategori için bir **meta title** (en fazla 60 karakter) ve bir **meta description** (en fazla 155 karakter) örneği de vereceksin. Meta title ilgi çekici ve anahtar kelime odaklı, meta description ise özetleyici ve çekici olmalı.

Yukarıdaki prompt, ChatGPT’yi detaylı şekilde yönlendirerek ortaya çıkacak içeriğin mümkün mertebe SEO dostu olmasını sağlayacaktır. Örnekte köşeli parantez içindeki [KATEGORİ ADI] bölümünü istediğiniz kategori veya konu ile değiştirebilirsiniz. Aynı format, ufak değişikliklerle bir blog yazısı oluşturmak için de kullanılabilir. Örneğin amacınız kategori açıklaması değil de blog içeriği ise, prompt’ta bunu belirterek ve içerik gereksinimlerinde kelime sayısını artırıp daha araştırma odaklı bir ton ekleyerek (ör. “daha fazla alt başlık ve detaylı açıklama kullan”) ChatGPT’yi yönlendirebilirsiniz.

Sonuç: Bu özel prompt, bir SEO uzmanının beklentilerini ve Google’ın güncel kriterlerini AI araca anlatmanın bir yoludur. ChatGPT gibi modeller doğru yönlendirildiğinde, tek seferde çok büyük ölçekte içerik üretimine destek olabilir. Ancak her zaman son kontrolü insan uzman yapmalı, gerekli düzeltmeleri ve düzenlemeleri uygulamalıdır. Bu şekilde, otomatik oluşturulan içerikleriniz bile spam riskinden uzak, yardımcı ve nitelikli içerikler olacaktır.


Kaynaklar:

  • Neil Patel – “SEO for Category Pages: 12 Proven Ways to Optimize” (Kategori metni önemi)
  • Inflow – “eCommerce Category Page SEO Best Practices” (İçerik yapısı ve schema)
  • Uproer – “Don’t Sleep on Category Page Content: 6 Tips” (Kategori içerik altı kullanım)
  • Link-Assistant – “People Also Ask Ultimate SEO Guide”
  • MGT-Commerce – “Top 6 Ecommerce SEO Trends 2024” (Sesli arama, mobil)
  • NoGood – “Optimize E-commerce for Voice Search” (Sesli arama dili)
  • Neil Patel – “Core Web Vitals for E-commerce” (CWV önemi)
  • Eticaret.com – “Ürün Kategori Sayfaları SEO Rehberi 2024”
  • Google Search Central Blog – “Google Search’s guidance about AI-generated content”
  • Whitepress – “Mastering Helpful Content Guidelines in 2025”

Share:

Previus Post
Trendyol Ürün
Next Post
Türkiye Takı

Leave a comment

Cancel reply

Copyright 2024 Fatih Arslan All Rights Reserved. Geliyoo | WhatsApp: 0553 656 49 66 | Designed by CreaTwins.